Göz Çevresi Dolgusu

Göz çevresindeki çizgileri, kırışıklıkları yumuşatan, hatta yaşla beraber gözaltında oluşan çöküklüğü yok eden göz çevresi dolgusu uygulamaları altın çağını yaşıyor. Dakikalar içinde yılları geri çeviren anti-aging silahları daha yakından tanımaya ne dersiniz?

Gülüyor, ağlıyor, esniyoruz. Düşünceli olduğumuzda kaşlarımızı çatıyor, şaşırdığımızda kaşlarımızı hayretle kaldırıyor, okurken gözlerimizi kısıyoruz. Her gülümseme, mutsuzluk ya da hayret ifadesi göz çevremizde bir iz bırakıyor. Bu mimik yoğunluğuna, nemsizlik, genetik, rüzgâr ve güneş ışığı yanında bir de yılları ekleyince yaşlanmak kaçınılmaz oluyor. Göz çevresindeki çizgilerin bir yaşanmışlık, hatta deneyim göstergesi olduğuna inanmak istesek de, aslında hepimiz daha genç bakışlara sahip olmak istiyoruz.

Zamana Karşı 

Yüzümüzün en özen gerektiren bölümlerinden biri hiç kuşkusuz gözler. Gözler, yüzünüzdeki ifadeye önemli bir katkı sağlıyor. Aynı zamanda bir kişinin ruhsal durumu hakkında karar vermek veya yaşını tahmin etmek için baktığımız ilk yer. “Ruhun penceresi” ve “kalbin aynası” olarak bilinen göz çevresi yüz estetiğinde ve yeniden canlandırma tedavisinde son derece önemli bir alan. Çünkü gözlerin çevresindeki hassas cilt, diğer bölgelere oranla daha hızlı yaşlanıyor. Göz çevresi yorgunluğun ve yaşlanmanın ilk bulgularının gelişmesine yatkın bir bölge. İnce çizgiler, doğal göz kırpma hareketi gibi tekrarlayan mekanik etkiler sonucunda meydana geliyor. Bazen genetik faktörler, bazen fazla güneşte kalmak veya bakım hataları göz çevresindeki sorunları da beraberinde getiriyor.

Dr. Karataş, göz çevresine uygulanacak tedavinin nasıl olması gerektiğini şu sözlerle anlatıyor: “Tedavi, kişinin kendisine özgü, benzersiz özelliklerinin ve kişisel beklentilerinin bir yansıması olmalı. Dolayısıyla göz çevresinin yeniden canlandırılması kişinin özelliklerine ve anatomisine göre düzenlenen bir tedavi planı ile başlamalı. Her hastanın özellikleri farklı olduğundan, ilk konsültasyonda bu bölge detaylı olarak değerlendirilmeli.”

Sizin Göz Çevresi Dolgusu Hangisi?

Bugünün anti-aging dünyasında uzmanların aralarından seçebileceği onlarca dolgu maddesi mevcut. Farklı özelliklere sahip olan dolgu maddeleri farklı çözümler sunuyor. Peki, bu kadar farklı seçenek varken göz çevresi için en uygun dolgu maddesi hangisi?

Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş, “Bütün dolgu maddeleri aynı değil” diyor ve farklı bölgelere, aynı aileye mensup ama farklı incelikteki dolgu maddeleri uygulamayı tercih ettiğini söylüyor. Mesela yanaklara farklı bir dolgu uygulanır, gözaltlarındaki çöküklüğü doldurmak için ise farklı bir formül kullanılır. Özelikle göz çevresi için doğru seçimi yapmak son derece önemli. Göz çevresi için anında daha genç, taze bakışlar yaratan Işık Dolgusu ya da aktif maddesi yine hyalüronik asit olan ama gözaltlarına hacim vermeden genç bakışlar yaratan Paris Işıltısı tercih edilmeli.”

Neden Işık Dolgusu?

Dilerseniz önce hyalüronik asidin ne olduğuna bir bakalım. Moleküler ağırlığının binlerce katı su molekülünü kendine çeken hyalüronik asit doğal olarak da vücutta bulunan bir madde. Formülünde hyalüronik asit bulunan dolgu maddeleri ise anti-aging dünyasının yıldızları! Dr. Mustafa Karataş, “Hyalüronik asit genç, elastik bir cildin olmazsa olmazıdır. Bu madde yaşla beraber azalır ve çizgiler, kırışıklıklar belirmeye başlar. Hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri farklı formüllerle karşımıza çıkıyor. Işık Dolgusu ise sadece göz çevresindeki ince ve hassas deri için formüle edilmiş bir dolgu maddesi ve bu dolguda dolguya çok daha akışkan bir form veren özel bir hyalüronik asit kullanılıyor.”  

Işık Dolgusu gözaltındaki çöküklükten şikâyetçi olan ve bu bölgede daha elastik, taze bir cilt isteyen kişiler için doğru seçenek. Etkisi ortalama bir yıl kadar süren Işık Dolgusu, içinde bulunan anti-aging maddeler sayesinde de gözaltındaki cildi yaşlanmanın etkilerine karşı savunma altına alıyor. Tabii uygulanan doz da çok önemli. Gözaltındaki çöküklüğü doldurmak isterken gözaltı torbalarıyla baş başa kalmak istemezsiniz!  Dr. Mustafa Karataş uyarıyor: “Başlıca hedefin doğal bir görünüm yaratmak olduğu unutulmamalı. Gözaltındaki çukurluğu doldururken her zaman bir parça daha dolgu enjekte edilebileceğini sakın unutmayın.”

Paris Işıltısı İle Dinamik Bakışlar

Gözlerin yüzün odak noktası olduğunu ve yaşlanmanın belirtilerinin fark edildiği ilk bölge olduğunu belirtmiştik. Göz çevresindeki cilt son derece ince, kolajen ve elastin içeriği az ve cilt altı yağı az veya hiç yok. Dr. Karataş göz çevresinde yaşlanmaya neden olan belli başlı faktörleri sıralıyor: “Göz çevresindeki cildin yaşlanması başlıca esneklik kaybına, kırışıklığa ve cildin kıvrılmasına neden olan ultraviyole ışınlarının kronik zararından kaynaklanıyor. Sigara içmek de kırışıklık riskini artırıyor. Diyetin de cildin yaşlanmasına etkisi olabiliyor.”

Işık Dolgusu gözaltındaki çöküklüğü doldururken içindeki anti-aging maddelerle de bu bölgedeki cildin gençliğini korumaya katkıda bulunuyor. Ama gözaltınızda belirgin bir çukurluk yoksa hyalüronik asidin cilde esneklik ve gençlik veren dokunuşundan nasıl faydalanacaksınız? Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş bu noktada Paris Işıltısı denen uygulamanın devreye girdiğini söylüyor. “Paris Işıltısı hem yüz hem de göz çevresine uygulanabilen bir tedavi. Formül göz çevresine mezoterapi yöntemiyle veriliyor. İçindeki saf hyalüronik asit molekülleri cilde yoğun nem desteği sağlıyor, vitaminler, aminoasit ve antioksidanlar da hücresel yaşlanmayla savaşıyor. 7-10 gün arayla 3-4 seans uygulanan tedavi ile göz çevresindeki ince çizgiler hafifliyor, cildin  elastikiyeti artıyor, bakışlar çok daha dinamik ve genç bir görünüm alıyor.”