40’larda Estetik

“Zamanla beraber yüzdeki yağ dokusu erimeye başlar. Bu da yüzün, özellikle de yanak bölgesinin boşalması, çökmesi anlamına gelir. Gözaltlarının da aynı kaderi paylaşması, yüze yorgun ve yaşlı bir ifade verir.  40’lı yaşlarındaki hastalarıma sıkı diyetlerden kaçınmalarını öneriyorum, bu yüzdeki hacim kaybının iyice artmasına neden olur.”      

Dr. Mustafa Karataş  

BAŞLICA SORUNLAR

Yağ dokusunun kaybı:  Yüzdeki hacim kaybına göz altlarındaki çöküklüklerin eşik etmesi yüze yaşlı bir iade verir. “Ayrıca göz altlarındaki yağ dokusunun kaybı, cilt yüzeyine yakın damarların daha da belirginleşmesine neden olur. Bu da gözaltında mor halkaların oluşması anlamına geliyor. Ve durum ne kadar dinlenmiş olursanız olun sık sık ‘Ne kadar yorgun görünüyorsun, uykusuz musun?’ gibi sorulara maruz kalmanıza neden olur.” Karataş, bu yaşlarda yapılan sıkı diyetlerin ve kilo vermenin de  yüzdeki yağ dokusunun daha fazla eksilmesi anlamına geldiğini söylüyor.

Nemsizlik: Dr. Mustafa Karataş, 40’lı yaşlarda başlayan ve 50’li yaşların başına kadar devam eden menopoz öncesi dönemin ciltteki en önemli belirtisinin kuruluk olduğunu söylüyor. “Cildiniz giderek daha nemsiz bir hal alır. Bazı durumlarda ciltte kuruluk yüzünden oluşan kızarıklıklar meydana gelir. Bu kuruluğa cansızlık, donukluk ve giderek belirginleşen kırışıklıklar eşlik eder. Yaşlılık belirtilerinin durumunu ise 30’lu ve 40’lı yaşlarda doğru bir cilt bakım stratejisi geliştirip geliştirmediğiniz belirler.”

KİLİT ÜRÜNLER

Daha yumuşak bir temizleyici: Cildi tahriş etmeyen, kurutmayan bir temizleyici ürüne geçmek için doğru zaman. Tercihinizi krem dokulu, içinde nemlendirici ajanlar bulunan temizleyicilerden yana yapmaya özen gösterin.

Güneş koruyucu seçerken: Nemlendirme özelliği olan bir güneş koruyucu seçin. Ama ürünün dokusunun yağlı olmamasına dikkat etmelisiniz aksi halde akne problemi ile karşı karşı karşıya kalabilrsiniz. Dr. Mustafa Karataş, “Güneş koruyucunuzun etkisinin birkaç saat sürdüğünü ve gün içinde birkaç defa tazelemeniz gerektiğini unutmayın,” diyor.   

Retinol takviyesi: Artık bu etkili aktif maddenin biraz daha yüksek konsantrasyonlu bir versiyonuna geçebilirsiniz. Dr. Mustafa Karataş,  “Bu yaşlar hücre yenilenmesinin iyice azaldığı yaşlardır. Bu madde söz konusu döngüyü hızlandırır ve cildin daha parlak, daha taze görünmesini sağlar. Ayrıca ince çizgiler ve kırışıklıkları hafifletmek konusunda da harikadır. Ancak doğru formülü doğru şekilde kullanmak için bir uzmana danışmakta fayda var.”

MUAYENEHANEDE

V- Şeklini yeniden yaratmak: Dr. Mustafa Karataş, gençliğin parametrelerinden birinin yüzdeki V şekli olduğunu söylüyor. “Gençlikte yüz çeneye doğru indikçe daralan, yanaklar ve elmacık kemiklerine doğru çıktıkça genişleyen bir V şekline sahiptir. Yağ ve kas dokusunun kaybı ve dokuları yerinde tutan sıkı cildin elastikiyetini kaybetmesi ile yüz V şeklini kaybeder. Cilt artık dokuları yerinde tutamaz hali geldiğinden yağ ve kas dokusu aşağı doğru yer değiştirir ve yüz ters V şeklini alır. Değişimi eski fotoğrafınızla yeni bir fotoğrafınızı yan yana koyduğunuzda çok net olarak görebilirsiniz. Bu yaşlarda artık sadece cildin daha taze, parlak görünmesine değil, aynı zamanda V şeklini yeniden oluşturmaya yönelik işlemler de uygulamak gerekir.”

Dolgu maddeleri: Yüzünüzdeki hacim kaybını yerine koymanın en basit ve en etkili yolu hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleridir. Karataş, “Bu dolgu maddeleri ile sadece 15 dakika içinde yıllar öncesine geri dönebilirsiniz. Ayrıca elmacık kemikleri ve yanaklara yapılacak enjeksiyonlar yaşla beraber kaybolan V şeklini yeniden yaratmakta da etkilidir.” Hyalüronik asit bazlı dolgu maddelerinin kulanım alanlarından biri de ince çizgiler ve kırışıklıklardır. Juvederm, Radiesse, Teosyal gibi farklı markalarla karşımıza çıkan bu maddelerin moleküler yapılarında farklılıklar vardır. Dr. Mustafa Karataş, “Bir formül daha ince yapılıdır ve ince çizgilerde iyi sonuç verir, bir diğeri ise büyük hacimleri doldurmak için tasarlanmıştır ve yüzdeki çökük bölgelerde kullanılırlar,” diyor. Kalıcılıkları yaklaşık 4 ile 6 ay arasında süren dolgu maddeleri ile iglili yapılan yeni araştırmalar bir başka olumlu etkileri daha olduğunu ortaya çıkardı: “Bu maddeler ciltteki kolajen üretimini de artıyor. Eskiden hyalüranik asit bazlı dolgu maddelerinin kolajen üretimini tetiklediği bilinmezdi. Bir süredir böyle harika bir etkileri olduğunu da biliyoruz.”

İncelen dudaklar için: Yaşla beraber yüzünüzde meydana gelen değişikliklerden biri de dudaklardaki incelmedir. Aynı yüzde olduğu gibi dudaklar da zamanla doku kaybına uğrar. 40’lı yaşlarda gözle görünür bir hal alan bu durum 50’li yaşlarda daha da belirginleşir. Karataş, “Çözüm hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleridir. Minik bir dokunuş bile büyük bir fark yaratacaktır,” diyor ve uyarıyor: “Ama dozu kaçırmamak son derece önemli. Doğal olmayan dolgunluktaki dudaklar sizi daha genç değil daha yaşlı gösterir!”

Ulthera lazer sistemi: Bu yaşlara geldiğinizde artık sadece cildin üst katmanını etkileyen anti-aging ürünlerden çok daha fazlasına ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Cildinizin elastikiyetini artırmak için daha derin tabakalara etki ederek kolajen ve elastin üretimini artıran sistemlerden destek almanız gerekiyor. Dr. Mustafa Karataş ultrason, yani ses dalgaları ile çalışan Ulthera’nın bu son derece başarılı bir sistem olduğunu söylüyor. “Cildin sıkılığını artıran bu teknoloji,  daha taze, daha genç görünümlü bir cilt yaratıyor.” Tabii cilt hücrelerinin kolajen üretimini artıran bu tedavilerin cildinizin geleceğine de bir yatırım olduğunu unutmayın.

Gözaltları için: Gözatlarındaki morluk ve çökmeler kadar yaşınıza yaş ekleyen bir şey daha yoktur. Anti-aging uzmanı Dr. Mustafa Karataş ‘Işık Dolgusu’ olarak bilinen ve sadece göz çevresindeki bu problemler için tasarlanmış olan hyalüronik asit bazlı dolgunun tam anlamıyla bir kurtarıcı olduğunu söylüyor. “Gözaltındaki deri son derece incedir. Yüz için tasarlanmış dolgu maddelerini gözaltlarında kullanmak sorun yaratıyordu. Bu yüzden söz konusu bu bölgedeki morluk ve çökmeler olduğunda tam anlamıyla elimiz kolumuz bağlı kalıyordu diyebilirim. Işık Dolgusu o kadar ince dokulu bir maddeki bu bölgede son derece başarılı sonuçlar veriyor. Hem çökmeleri giderebiliyoruz hem de morlukların üstüne, onları kalufle eden ince bir örtü koymuş gibi oluyoruz. Ancak söz konusu göz çevresi olduğunda seçtiğiniz uzman konusunda çok daha dikkatli olmanız gerektiğini unutmayın.”

Somon DNA Aşısı  Zaman ve çevresel faktörlerin cildinizden geri aldıklarını vermek için geliştirilmiş olan Somon DNA aşısı  sayesinde her sabah güne daha genç, daha parlak, daha aydınlık bir ciltle başlarsınız. Klinik araştırmalarla etkinliği kanıtlanmış olan bu tedavi, cilt yapısının güçlenmesini, cildin sıkılaşmasını ve nem seviyesinin artmasını sağlar. Sistem, somon DNA’sında bulunan ve cildin doğal elemanlarından olan polinükleotidler ve hyalüronik asit moleküllerinin bir arada kullanılması prensibine dayanmaktadır. Pi-System, patentli bir teknolojidir ve deri altına enjekte edilerek uygulanır. Ciltteki olumlu değişiklikler daha ilk seanstan itibaren gözlense de, birkaç ayda bir yapılan tedavilerin sayısı artıkça cildin kalitesindeki düzelme de artar: Cilt daha parlak, daha taze, pürüzsüz görünür ve elastikiyeti artar. Bir yıl içinde ortalama dört seans uygulanması önerilen bu tedavi ince kırışıklıklar üzerinde de etkilidir.