Güzelliğin Bedeli

Anti-aging teknolojiler ve tedavilerle yıllara savaş açan yeni kadının profilini çıkarıyoruz. Yaşsız görünümüyle dikkat çeken bu kadın, zamana meydan okurken, kendini ve bu dünyadaki yerini de yeniden tanımlıyor.

  Kadınların güzel olma, genç kalma arzuları yeni bir şey değil. Sonuçta bundan 150-200 yıl önce de bu uğurda garip cihazlar geliştiriliyor ve bunlar büyük kitlelere ulaşıyor, bu uygulamalar için ciddi paralar harcanıyormuş. Üstelik bu garip cihazlar, uygulamalar hiçbir işe yaramıyorlardı. Bugün ise geçmiş zamanların aksine gerçekten fark yaratan, zamana meydan okuyan teknolojilere sahibiz.
  Estetik uygulamalar kadınların sosyal ekonomik bağımsızlığını kazanması ile de önemli bir artış gösterdi. Çalışan, kendi ayaklarının üzerinde duran kadınların sayısında ciddi anlamda bir artış söz konusu. İş tempoları, sosyal yaşamları son derece yoğun olan bu kadınlar yaşlarının çok fazla hissedilmesini istemiyorlar. Bunun için de medikal işlemlerden destek alıyorlar.

Sağlık Olmadan Gençlik Olmaz
  Bu genç kalma, iyi görünme arzusu sadece medikal işlemlerle de sınırlı kalmıyor. Evet, botoks yaptırıyorlar, dolgu enjeksiyonu, lazer sistemleri yaptırıyorlar ama sağlıklı yaşamaya da büyük önem veriyorlar. Detoks merkezlerine gidiyorlar, egzersiz yapıyorlar ve sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorlar.
  Bu önemli bir değişim, genç kalmanın aynı zamanda enerjik ve dinç olmak olduğunu farkında artık kadınlar. Bundan 20 yıl önce bir cerrahi işlem yaptırayım sonra yaş almaya devam ederim şeklinde bir anlayış hâkimdi. Artık hastalar bulundukları yaşın en iyisi olmak istiyorlar. Bunun için de doğru beslenmeleri gerektiğini, doğru yaşam seçimleri yapmaları gerektiğini farkındalar.

Doğru Yatırım
  Şöyle bir anlayış da hâkim oldu, “Pahalı bir çantaya yatırım yapmaktansa cildime yatırım yaparım.” Parlak, taze bir cilt hem kısa hem de uzun vadede kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Kadınlar bunun farkında.
  Bir de medikal teknolojiler öylesine gelişti ki, anti-aging etkilerini hücresel boyutta gerçekleştiriyorlar hem de sizi sosyal yaşamınızdan, yoğun iş temponuzdan uzaklaştırmadan. Yani cildinizin yaşını geri çeviriyorsunuz, cilt kalitenizi artıyorsunuz ki bu da doğallığınızdan ödün vermeden yapabileceğiniz en etkili müdahaledir.
  Cilde yapılan medikal uygulamalar kadınların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı oluyor. Düşünün enerjiksiniz, iyi bir kariyeriniz var ama yüzünüz enerjinizi yansıtmıyor. Bu moral bozucu bir durum. Anti-aging dokunuşlar içinizdeki enerjiyle görünümünüzün örtüşmesine yardımcı oluyor. Bu anlamda psikolojik olarak da olumlu bir yanı var.
  Özellikle çalışan kadınlar medikal uygulamalara, cilt bakımına önemli bir bütçe ayırıyorlar. Sonuçta büyük şehirde yaşamanın yarattığı stres, iş ve ev hayatı derken kadınlar gerçekten de baskı altındalar. Ve bu yoğun temponun içinde kendilerini iyi hissetmek istiyorlar. Bu noktada da devreye botoks, dolgu maddeleri, lazer sistemleri ve cilt bakım tedavileri giriyor. İlla çok para kazanmaları da gerekmiyor. Daha kısıtlı bütçesi olan kadınlar bile bu tür uygulamalar için belli bir bütçe ayırmaya çalışıyorlar.

Ruha da İyi Geliyor
  Kadınlar her zaman genç kalmak, çekici görünmek isterler. Bu her yaşta, her çağda geçerli. Doğru müdahaleler ve doğallıktan uzaklaşmadan yapılan dokunuşlarla bu artık mümkün. Yorgun ve stresli görünürken minik bir doz botoksla daha dingin, huzurlu ve dinamik görünebiliyorlar. Bu da psikolojilerine son derece olumlu bir şekilde yansıyor.
  Bir kadın “çok yorgun görünüyorsun” cümlesini duymak istemez. Medikal uygulamalar sayesinde artık çehrelerindeki yorgun görünümü yok etmek mümkün. Bir kadının nasıl göründüğü psikolojisini, hatta dünya algısını bile etkiliyor. Aynaya baktığında yaşlanmanın getirdiği etkileri görüyorsa kendini mutsuz hisseder, bu izler hafiflediğinde ise anında kendini daha mutlu ve enerjik hisseder, yürüyüşü, duruşu, kendini taşıyışı bile değişir.

Madalyonun Diğer Yüzü
  Ama tabii ki artılar olduğu kadar eksilerin de olduğunu kabul etmek lazım. Yeni kadın, iş yaşamında bu kadar aktif yer almanın getirdiği baskıyı hissediyor. Bakımlı görünmek, yaşının en iyi halini yansıtmak çok önemli bir hal aldı. Eskiden kırışıklıklar yaş almanın normal bir sonucu kabul edilirken artık botoks ve dolgu maddeleri gibi silahlar varken bunlardan faydalanılması gerektiği gibi bir algı oluştu yani bu kadar çok tedavi, sistem varken kırışıklarla barışmak eskisi kadar kolay değil. Özellikle de sosyal yaşamda aktif rol alan kadınlar için…
  Bu da bazen takıntılı bir ruh haline neden olabiliyor. Genç kalmayı, daha iyi görünmeyi bir saplantı haline getirdiğinizde ise sorunlar başlıyor. Sonuçta 40 yaşındaki bir kadın tabii ki 20 yaşında görünemez, ama son derece çekici ve dinamik bir 40 yaşında gibi görünebilir. Eğer yaşınızın en iyi halini yansıtmak yerine 20 yaş genç görünmek gibi gerçek dışı bir beklentiye girilirse, bu psikolojik anlamda son derece yıpratıcı, psikolojinizi bozan bir şeye dönüşebilir. Abartılı uygulamalar da böyle gerçekdışı beklentilerin sonucu oluyor genelde.