Kırmızı Halı Bakımları

Bugünkü yazımızın ilham kaynağı ünlü aktrislerin en güzel halleri ile parladıkları özel geceler… Birincilik her zaman olduğu gibi cilt kalitesini artıran, yüze doğal bir ışıltı veren teknolojilerin.

Tüm kadınlar özel gecelerden önce en çekici, en hoş halleriyle görünmek isterler. Eğer söz konusu özel gece tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bir yıldızlar geçidi ise bu daha da önem kazanıyor!
Hollywood’un en çekici aktrislerinin orta yaşlarını çoktan geride bıraktıkları düşünülecek olursa, canlı ve parlak ciltlerinin ardında ciddi bir yatırım olduğunu söylemek yanlış olmaz. Mesela 50’li yaşlarını geride bırakan Nicole Kidman ve Sandra Bullock ya da 43 yaşındaki Charlize Theron…

Yaş almanın en çekici halinin vücut bulduğu bu yıldızlar aynı zamanda tüm kadınlar için birer ilham kaynağı da. Eğer anti-aging teknolojilerden, zamanı durduran tedavilerden faydalanılırsa, her yaşta güzel, her yaşta yaşsız görünmenin mümkün olduğu mesajını veriyorlar.

Aslında yıldızların seneler içindeki kırmızı halı görünümleri bize değişen güzellik trendleri hakkında da önemli bilgiler veriyor. Mesela bundan on yıl önce fazla botokslu yüzler ön plandaydı. Mimiksiz bir alın, fazla kavisli kaşlar, donmuş yüz hatları… Dört-beş yıl öncesine geri gittiğimizde ise fazla belirgin elmacık kemikleri göze çarpıyor. Botoks ve hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri hala sahip olduğumuz en etkili anti-aging silahlar. Ama yıllar içinde ‘less is more’ yani ‘az daha çoktur’ felsefesi hâkim olmaya başladı.

Evet, belirgin elmacık kemikleri hâlâ moda olsa da, artık yüzle uyumlu hatlar yaratmanın önemi göz ardı edilmiyor. Dozunda yapılmış bir uygulamanın daha çekici yüz hatları yarattığını artık biliyoruz. Hollywood yıldızlarının da zaman içinde keşfettiği gibi çekiciliğin sırrı doğallıktan geçiyor.

Zamanla çok daha sofistike bir hal alan güzellik anlayışı da, cilt kalitesini artıran teknolojileri giderek daha popüler hale getiriyor.

Doğru Zamanlama Önemli
Bugün bu teknolojiler içinde ciltte ciddi bir gençleşme yaratan lazer ve iğneli radyo frekans teknolojilerini inceleyeceğiz. Önce 2019’un ilk günlerinde gerçekleşen Altın Küre Ödül Töreni’ndeki Charlize Theron’un yakın plan çekilmiş fotoğrafına bir bakalım. Tabii ki her zamanki gibi çekici ve güzel görünüyor. Cildine biraz daha dikkatli bakıldığında ise aktristin törenden kısa süre önce lazer veya iğneli radyo frekans tedavisi yaptırdığını anlamak mümkün. Theron’un cildinde bu sistemlerin cilt üzerinde bıraktığı izler görünüyor içleri küçük noktalarla dolu kareler.

Peki, Charlize Theron’un bu fotoğrafı bize ne anlatıyor? Benim de kliğimde kullandığım bu teknolojilerin yaşsız bir cilt için harika bir seçenek olduğunu ve özellikle özel bir geceye hazırlanıyorsanız doğru zamanlamanın, yani işlemin ne zaman yapıldığının önemini.

Dünden Bugüne
Eskiden cilt kalitesini artırmak adına geliştirilmiş lazer teknolojileri başarılı sonuçlara sahip olsa da, tedavi sonrasındaki iyileşme süreci hayli zorluydu. Bu sistemler cildin üst katmanını tamamen soyuyor ve cildin tamamen iyileşip normale dönmesi haftalar alıyordu. Yani, uzun süre evinize kapanmanız, sosyal hayatınızdan uzaklaşmanız gerekiyordu.

Lazer ve iğneli radyo frekans sistemlerinin geliştirilmesi anti-aging dünyası için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu sistemlerde cildin alt tabakalarına gönderilen enerji ışınları, sadece belli noktalarda hasar yarattığı için cildin iyileşmesi çok daha kısa sürüyor ve vücudun kendini iyileştirme sistemi devreye girerek ciltte bir yeniden yapılanma sürecini başlatıyordu.

Bugün ise yeni nesil lazerler ve iğneli radyo frekans teknolojileri sayesinde bu tedaviler iyice mükemmelleştirildi. Her şeyden önce cilt altına çok daha yüksek enerji iletmek mümkün oluyor. Bu da ciltteki kolajen ve elastin üretiminin optimum seviyede olmasını sağlıyor.

Cildin yapıtaşlarındaki bu artış ise çok daha parlak, taze ve pürüzsüz cilt anlamına geliyor. Cilt sıkılaştığı için de yüz hatları toparlanıyor, yüzde bir lift etkisi oluşuyor. Yani, bu teknolojiler genç bir ciltle özdeşleştirilen tüm özelliklerin geri kazanımını mümkün kılıyor.

İğneli radyo frekans ve lazer sistemlerinden düzenli olarak faydalanan hastalarımda gözlemlediğim en belirgin şey seneler geçse bile yaşıtlarına göre hep çok daha genç görünmeleri. Pek çok kadında şöyle bir yanlış algı var: Sadece enjeksiyonlarla gençliklerini koruyabileceklerini düşünüyorlar. Hâlbuki yaşsız bir görünümün olmazsa olmazı kaliteli ve sıkı bir cilttir. Bu da ancak lazer, iğneli radyo frekans sistemleri gibi cilt yaşını geri döndüren teknolojilerle mümkün.

Eskisine oranla daha kısa bir iyileşme süreci gerektirseler de bu sistemler de ciltte hafif bir kızarıklık ve az da olsa kabuklanmaya neden olabiliyor ama hiçbiri de sosyal yaşamınızdan kopmanızı gerektirecek düzeyde değil.

Tabii Charlize Theron gibi özel bir geceye katılacaksanız, doktor randevunuzu iki-üç hafta öncesine almakta fayda var. Gündelik yaşamınıza devam etmeniz için sorun teşkil etmeyecek belli belirsiz izler, kusursuzluk isteyen bir gecede sorun yaratabilir.