Fütüristik Yaklaşımlar

Yaşlanma sürecini geri çevirmek için yapılan araştırmalar geleceğin anti-aging yaklaşımını şekillendiriyor. İşte, zamanı çeviren bazı moleküllerden yeni nesil teknolojilere kadar yakın gelecekte adını daha çok duyacağınız gençlik iksirleri…

Hastalarım bana sık sık yaşlanmayı geciktirmek için hangi besin takviyelerini kullanmaları sık soruyorlar. Vücuttaki tüm fonksiyonları destekleyen ve anti-aging etkisi kanıtlanmış omega-3 yağ asitlerini düzenli olarak kullanmak, bazı antioksidan takviyelerle hücreleri koruma altına almak akıllıca bir anti-aging stratejidir.
Ancak onlara da söylediğim gibi, eğer kötü besleniyor, sigara içiyorsanız bu takviyeler vücuttaki ve ciltteki hasarı geri döndürmeye yetmez. Gençliğinizi korumak istiyorsanız alkolden, sigaradan, şekerden uzak durmalı sağlıklı yağlar açısından zengin, antioksidan gücü yüksek sebzeler, meyveler içeren bir diyete sahip olmalısınız.

Zamanı Geri Çevirmek
Sağlıklı bir diyeti omega-3 yağ asitleriyle, antioksidan takviyelerle desteklemenin faydalarını biliyoruz ama henüz adını duymadığımız bazı moleküller, tedaviler var ki bunları da radarınıza almakta fayda var. Şimdi geleceğin anti-aging yaklaşımını şekillendirecek takviyeleri, teknolojileri keşfe çıkıyoruz. Hatta geleceğin çoktan başladığını söylemek mümkün!
Anti-aging araştırmalar öyle bir noktaya geldi ki deney hayvanlarının normal yaşam süresini %30 oranında uzatmak normal kabul edilir oldu. Biyo-teknoloji alanındaki gelişmeler insanlığın binlerce yıldır peşinden koştuğu gençlik iksirini bir hayalden gerçeğe dönüştürecek gibi görünüyor. Hatta bugün dünyaya gelen bir bebeğin 120 yaşlarını göreceğini varsaymak yanlış olmaz.Tabii ki böyle uzun bir yaşam genç görünümlü bir ciltle, gençliğin enerjisi ile taçlanacak ki bir anlamı olsun.

Gençlik Molekülü
Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar, yakın geleceğin yıldız molekülü olarak DNA tamirinde rol oynayan NAD+ adlı bir enzimi işaret ediyor. Özellikle enerji üretiminde kilit rol oynayan bu molekül ilk gençlik yıllarımızda bolca üretilirken orta yaşla beraber azalmaya başlıyor. 50’li yaşlara ulaştığımızda ise iyice düşüyor.
Çalışmalara göre vücutta NAD+ üretiminin azalmasıyla birlikte yaşlanma hızı da artıyor. Fakat bilim insanları bazı moleküllerin hücrelerin NAD+ üretimini artırdığını keşfetti. Bunların başında NMN (nicotinamide mononucleotide) geliyor. NMN avokado ve brokoli gibi bazı besinlerde bulunan bir B3 vitamini türevi.
NAD+ üretiminde etkili olan bir diğer molekül ise NR (nicotinamide riboside). Yurtdışında satılan bazı takviyelerin içinde bulunan bu molekülün NAD+ üretimini artırmakta son derece etkili olduğunu gösteren çalışmalar var. Vücudunuzdaki NAD+ üretimi tetiklendiğinde biyolojik yaşınız, dolayısıyla cildiniz de gençleşiyor. Yakın gelecekte bu moleküle dair daha pek çok şey duyacağımız kesin.

Süper Antioksidan
Bu arada dünyanın en güçlü antioksidanı olarak tıp literatürüne geçmiş olan astaksantini de unutmayalım. Astaksantin tek hücreli bir su organizması. Antioksidan kapasitesi C vitamininden 65 kat, E vitamininden 55 kat daha güçlü olan bu anti-aging gücü diyetinize eklemenin en iyi yolu takviyelerden faydalanmak. Unutmayın sisteminizde ne kadar çok astaksantin varsa hücresel yaşlanmaya karşı o kadar dirençli olursunuz. Bir araştırmanın bulgularına göre yüksek dozda astaksantin molekülü verilen farelerde uzun yaşamla ilişkilendirilen bir gen aktive oluyor. Bu gençleştirici etkiden ilk nasibini alan organlardan biri de hiç kuşkusuz cildiniz olacaktır.

Yarın Artık Bugündür
Anti-aging teknolojilerdeki gelişmeler de ilginç yenilikleri müjdeliyor. Fütüristik anti-aging’in ilk temsilcilerinden biri olan BBL Forever Young teknolojisinin farkı cilt hücrelerinin genetik formasyonuna etki edebilmesi.
Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bu anti-aging teknolojinin genetik kaderimizi değiştirebileceğimizi gösteriyor. Araştırmaya göre farklı ışık boylarını kullanarak etki eden BBL Forever Young, cilt yaşlanmasıyla ilişkilendirilen genleri etkileyerek gençlik yıllarınızdaki gibi davranmalarını sağlıyor.
Yani artık elimizde öyle güçlü bir silah var ki, yaşlanmaya bağlı genleri devre dışı bırakırken gençlikle ilgili olanları harekete geçiriyor. Genleriniz, daha güzel, daha genç bir cilt yaratmak için yeniden programlanmış oluyor.
Uzun dönemli bir klinik çalışma için katılımcılara on yıl boyunca düzenli olarak geniş bantlı ışık terapisi uygulanmış. On senenin sonunda ise hastaların ciltlerinin gerçek yaşlarından 11 yaş daha genç göründükleri gözlenmiş. Yani on senenin sonunda tedaviye başladıklarından daha genç görünüyorlardı.
Yaşlanmaya genetik olarak müdahale ettiğinizde ise ciltteki tüm sorunlara birden müdahale etmiş oluyorsunuz. Geleceğin anti-aging sistemlerinin de BBL Forever Young gibi yaşlanmanın belirtilerine değil yaşlanmaya müdahale edeceğini öngörmek mümkün.