Anti-Aging
Akıllıca yapılan anti-aging seçimler, beslenme düzeninizde yapacağınız minik değişiklikler ve etkili profesyonel bakımlarla cildinizde büyük bir fark yaratabilirsiniz.
Lazer Tedavilerini Hayatınıza Sokun
Cilt canlandırmadan, elastikiyet kaybına ve leke sorunlarına kadar birçok farklı cilt problemi için geliştirilmiş birçok farklı lazer teknolojisi mevcuttur. Konusunda deneyimli ve lazer sistemleri açısından zengin seçeneklere sahip bir doktora danışarak sizin için en uygun olan tedaviyi seçebilirsiniz. Bu teknolojiler o kadar gelişti ki, birçoğunu yaptırdıktan sonra hemen sonra sosyal hayatınıza hemen dönebilirsiniz. Lazerlerin temel prensibi cilt altındaki kolajen üretimini tetikleyerek, kök hücreleri aktif hale getirmek ve genç, sağlıklı bir cilt dokusu oluşmasını sağlamaktır. Unutmayın cilt canlandırmaya yönelik her türlü lazer tedavisi, cildinizin sadece bugününe değil geleceğine de önemli bir yatırımdır.
Anti-Aging Antioksidan Desteği
Kaç yaşında olursanız cilt bakım rutininizde mutlaka antioksidanlar bulunsun. Mezolift adı verilen ve kliniklerde uygulanan işlem cilde vitamin, mineral ve antioksidanları vermenin en etkili yoludur. Cilde enjekte edilen bu zengin kokteyl leke, çizgi, donukluk gibi ciltte var olan pek çok soruna yönelik olarak tasarlanabilir. Antioksidan ve vitamin desteği cildin geleceğine yapılan önemli bir yatırımdır. Cilt hücreleri bu değerli maddeler açısından ne kadar zenginse yaşlanma belirtilerine, güneşin zararlı ışınlarına, hatta çevre kirliliğinin yaşlandırıcı etkilerine karşı dahi o kadar dirençli olur. Kremlerde, anti-aging ile ilgili yazılarda sık sık karşımıza çıkan bu harika moleküllerin yaşlanmaya karşı en önemli silahlarınızdan biri olduğunu unutmayın. Üst üste sürdüğünüz serum ve kremlerin hepsinde antioksidan olmasından endişelenmeyin. Ne kadar çok o kadar iyi! Ayrıca farklı antioksidanlar farklı serbest radikal moleküllerini etkisiz hale getirdiklerini de hatırlatalım. C, E ve A vitaminleri, alfa lipoik asit ve Koenzim Q10 cildi yaşlanma etkilerine karşı korumak açısından en etkili antioksidanlardır.
Dolgu Maddeleriyle Yüze Hacim Verin, Kırışıklıkları Doldurun
Hyalüranik asit bazlı yeni nesil dolgu maddeleri, yüze yaşla beraber kaybolan hacmi vermenin, kırışıklıkların içini doldurarak yok etmenin en etkili yoludur. Hyalüronik asit kelimesi yabancı geliyor olabilir, ama bu vücutta zaten doğal olarak bulunan bir madde. Cildin nemli ve tok olması, eklemlerin sağlıklı çalışması gibi pek çok önemli görevi olan bu madde, yeni nesil dolgu maddelerinin de yapıtaşı. Su moleküllerini kendisine çekerek enjekte edildiği bölgeye hacim veren bu maddenin en önemli artılarından biri vücutta zaten doğal olarak bulunduğu için hiçbir yan etkisi ya da alerji riski olmaması. Anti-aging dünyasındaki kullanım alanları, yüzdeki çökük bölgelere hacim vermek ve çizgileri hafifletmekle sınırlı değil. Mesela güzelliğin en önemli kriteri olan yüzdeki asimetriyi yok etmek, gözaltlarındaki morlukları kamufle etmek ve cilde ışık vermek ya da daha dolgun, daha seksi dudaklar yaratmak için en önemli anti-aging malzemelerden biri hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleridir -tabii her zaman olduğu gibi doğru, işinin ehli uzmanlar tarafından uygulandıkları sürece.
Botoksla Mimik Çizgilerini Hafifletin
Anti-aging dünyasının etkili silahlarından bahsederken yüzdeki istem dışı kasılmalara karşı bir tedavi olarak geliştirilen botokstan söz etmeden olmaz. 70’li yıllardan beri tedavi amaçlı kullanılan botoks enjeksiyonlarının kırışıklıkları yok etmekte de etkili olduğunun keşfedilmesi 1987 senesine rastlar. Burada bir not düşmek istiyorum: Botoks bir zehir değildir! Ve işinin ehli bir uzmanın elinde son derece doğal ve etkili sonuçlar elde etmeyi mümkün kılan bir anti-aging silaha dönüşür. Unutmayın, mimik çizgilerinin yok etmenin tek yolu, onlara neden olan kasları paralize etmek, yani botoks enjeksiyonu uygulamaktır. Yaşla birlikte düşen kaşları yukarı kaldırmak, kaş aralarındaki, alındaki kırışıklıkları, göz çevresindeki kaz ayaklarını yok etmekte altın standart olan botoksun yenilikçi kullanım alanları da var. Mesela boyun bölgesinde yaşla beraber belirginleşen dikine kasların görünümünü hafifletmek, çene hattında lift etkisi yaratmak gibi. Ama unutmayın uygulanan dozun miktarını biraz fazla vermek ya da enjeksiyon noktasının bir milim sapması bile suni, doğal olmayan bir etki yaratabilir.
Gelelim Aha’nın Faydalarına
Anti-aging dünyasında uzun süredir kullanılan ve popülaritesini hiç yitirmeyen AHA’ların (Alfa Hidroksi Asitler) en önemli özelliği cilt üzerindeki derileri nazikçe soyarak, cildin daha taze ve parlak görünmesini sağlamalarıdır. Soyma etkisi ciltte hafif bir hassasiyet yaratacağı için güneş ve AHA’lar çok iyi bir ikili değildir. Düşük oranlarda AHA içeren bir kremi yaz aylarında da kullanmanızda bir sorun yok tabii yüksek SPF’li bir güneş koruyucuyu düzenli olarak kullanmanız şartı ile. Fakat daha etkili olan yüksek konsantrasyonları kullanmak için sonbaharı beklemekte fayda var. Güneş etkisini yitirdikten sonra AHA’lı kreminizi kliniklerde uygulanan ve daha yüksek oranlarda AHA içeren bir peeling kürü ile destelemek son derece akıllıca bir anti-aging stratejisidir. Üstelik, bu kombinasyonun faydaları sadece görünenle (daha parlak, daha duru bir cilt) sınırlı değildir, kolajen sentezini artırıcı etkisi de vardır.
Daha Genç Bir Cilt İçin Şekeri Azaltın
Son on yılın en önemli anti-aging bulgularından biri şekerin cilt üzerinde yaşlandırıcı etkileri olduğunun anlaşılmasıdır. Dilerseniz bu mekanizmanın işleyişine bir göz atalım. Şeker ve yüksek karbonhidrat içeren nişastalı yiyecekler (ekmek, patates, kurabiye, kek, makarna, tatlı ve gazlı içecekler) tükettiğinizde, bunlar hızlı bir şekilde glikoza dönüşürler. Fazla şeker molekülleri kolajen liflerine bağlanır ve liflerin esnekliklerinin azalmasına neden olurlar. Bu da cildin, güneş ışınlarına, kırışıklıklara ve sarkmaya olan direncinin azalması anlamına gelir. Cilde zarar veren bu reaksiyonu azaltmak için yaşlandıran besinlerden önce protein tüketmeye özen gösterin. Ya da, daha da iyisi canınız tatlı çekiyorsa bunun yerine meyve yemeyi deneyin. Meyvelerin içindeki lif, şekerin vücut tarafından absorbe edilmesini yavaşlatır. Bu da kandaki glikoz seviyesinin ani olarak artmasını engeller.
Yüzünüzü Tanıyın
Yüzünüzdeki değişimleri ve cildinizdeki sorunların ne olduğunu iyi gözlemleyin. Bunun tek yolu, aynaya bakma alışkanlığı geliştirmenizdir. Makyaj yaparken ya da loş bir asansörde aynaya atılan kaçamak bir bakıştan bahsetmiyoruz. Gün ışığında yüzünüzü inceleyin, cildinize bakın, neye ihtiyaç duyduğunuzu değerlendirin ve size uygun bir program belirlemesi için deneyimli bir uzmana başvurun. Hiçbir tedavi yaptırmanız gerekmeyebilir ama evde uygulayacağınız doğru bir cilt bakım rutini için bir uzmana danışmak, cildiniz için yapabileceğiniz en önemli şeylerin başında gelir.